
Bazı oyunlar vardır, adamın aklını alır. “The Dog House” da işte tam öyle bir bela. Tatlı köpekler var ama bir o kadar da çılgın. Makaralar dönüyor, patiler havada uçuşuyor. Ama öyle süs değil, kazanç getiren türden. Slotter sağ olsun, bu oyunu oynarken bir yandan gülüyor, bir yandan da “Ulan bir daha çevirsem ne olur ki?” diyorsun.
Mama Kabı Değil, Kazanç Havuzu
The Dog House oyunu, bildiğin mahalledeki köpek parkı gibi ama her adımda para var. O semboller yok mu… tasma, mama, pati izi… Her biri altın değerinde. Hele o vahşi köpek var ya, sanki kazancı kokluyor resmen. Makarada belirdi mi, cüzdanın mutlu. Slotter’da bu oyuna girip birkaç tur döndürmeden geçme, ayıp olur.
The Dog House, Yok Artık, O Bildiğin Bonus Makinesi!
En bomba olay da free spin özelliği. Üç tane köpek kulübesi sembolü yakaladın mı, geçmiş olsun kardeşim. Dönüş üstüne dönüş geliyor. Öyle kuru kuru da değil. Wild’lar çarpanlı, kazançlar kıyaklı. Kazandıkça insan kendini köpek gibi değil, kral gibi hissediyor. Slotter zaten işi biliyor, oyunun keyfini sonuna kadar veriyor.
Slotter’da Kuyruk Sallayan Kazanç
Bu oyunun görselleri mi? Harika. Köpek sesleriyle desteklenmiş müzikler mi? Harika ötesi. Ama en güzeli ne biliyor musun? Kazandığın an o köpeğin ekrana havlaması. İşte o an… O an seni senden alıyor. Slotter’da bu oyun başka oynanıyor, başka kazandırıyor. Makaralar dönerken kendini Scooby-Doo’nun yeni bölümünde gibi hissediyorsun.